TÜKETİCİ BÜLTENİ
Tüketici hak ihlalleri ile mücadele eden Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED)’na bileşeni Tüketici Başvuru Merkezi’nce (TBM) tüketici konusunda gelişmeleri sizler için Tüketici Bülteninde derledik.
TÜKETİCİ GÜNDEMİNDE GEÇEN HAFTA
E-TİCARET DÜZENLEMESİNE MAHKEME KARARIYLA ARA VERİLDİ
Yeni e-ticaret yönetmeliği ile ilgili düzenlemeler mahkeme kararıyla durduruldu. Yönetmelikte yapılan değişiklikler, tüketicilerin haklarını koruma amacıyla gerçekleştirildi. Ancak mahkeme, düzenlemelerin uygulanmasını geçici olarak durdurdu.
İtirazların değerlendirilmesi ve yeni düzenlemelerin uygulanabilirliği konusunda bir sonuca varılana kadar, mevcut düzenlemeler geçerli olmaya devam edecektir.
”BEKARA EV YOK”A CEZA YAĞDI!
Fahiş rakamlara yükselen kira fiyatları bir türlü dizginlenemezken “bekâra ev yok” diyen ev sahibi, emlakçı ve ilanı yayınlayan ünlü internet sitesine para cezası yağdı.
Yargıdaki kira anlaşmazlıkları başvuruları rekor artış gösterirken, Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu (TİHEK), ‘Bekâra ev yok’ diyen ev sahibi ve emlakçıya 10’ar bin lira idari para cezası kesti. İlanı yayınlayan internet sitesine de ‘Medeni hal temelinde ayrımcılık yasağını ihlal ettiğine’ karar verilerek 89 bin 571 TL idari para cezası verildi.
KİRACILAR DİKKAT! 35 KURUŞ İÇİN DAHİ TAHLİYE EDİLEBİLİRSİNİZ
TÜKONFED Başkan Vekili Av. İbrahim GÜLLÜ; Kiracılar Dikkat! Yargıtay geçmiş yıllarda kira bedelinin tam olarak ödenmemesi halinde eksik olan 0,35 kuruş için dahi tahliye kararı verdiğini unutmayın.
RESMEN ZEHİR ALIYORUZ!
Son zamanlarda İnternet ortamında satın alınan deterjan, kozmetik gibi kimyasal içerikli ürünlerin sahte olduğuna dair şikayetlerde büyük artış görüldüğünü kaydeden TÜKONFED Başkan Vekili Av. İbrahim Güllü; “Bu ürünleri satın alanlar, sadece parasını ziyan etmiş olmuyor, kendisinin ve sahte ürünü kullanan diğer aile bireylerinin de sağlığını riske sokuyorlar. Tüketiciler; kozmetik, deterjan gibi kimyasal içerikli ürünleri ya mağazalardan gidip görerek almalı veya bilinen, tanınmış internet portallarını tercih etmelidirler”
Ürünün ambalajı açılıp kullanılmadan sahte olduğu anlaşılamayacağı için, tüketicinin 14 günlük cayma hakkını kullanmasının mümkün olmadığını kaydeden Güllü, “Diğer yandan ürünün sahteliğinin kanıtlanabilmesi de zordur. Çünkü gerekli laboratuvar analizleri oldukça pahalıdır. Sahte ürün nedeniyle mağdur olan tüketiciler, reklam kuruluna internet üzerinden şikayet edebileceği gibi, alışveriş yaptıkları internet portalına durumu bildirerek, bunun yanı sıra tüketici hakem heyetine başvurup ayıplı üründen ötürü bedel iadesine karar verilmesini istemelidirler” dedi.
HEMŞİRELER DERT KÜPÜ
Sağlık Sorunları Derneği (SASODER) Başkanı Şevkiye Tiryaki; “fazla mesai, uzun çalışma saatleri aşırı iş yükleri nedeniyle hemşirelerin, hem tükenmişlik sendromu hem mobbing/zorbalık yaşadığını” kaydetti.
Hem dünyada ve ülkemizde hemşireliğin temel sorumluluk maddelerine de değinen Tiryaki, “Toplumun sağlığını yükseltmek, sağlıklı bireyin sağlığını korumak, hastalıklı bireyi tedavi etmek ve acıyı dindirmektir. Bu sorumlulukları yerine getirirken deontolojik kavramlara uygun hareket etmek, bilgili, ahlaklı ve vicdanlı olmak bir hemşirenin temel davranış biçimi olmalıdır” dedi.
Kendisi de emekli hemşire olan Emekçi Kadınlar Derneği (EMKADER) Başkanı Suna Ülger de ‘kanatsız melekler’ olarak nitelendirdiği hemşirelerin sağlık hizmetlerinde ‘yardımcı’ olarak konumlandırıldığına dikkat çekti. Ülger; “Sağlık hizmetlerinde görülen aksaklıklar, en zayıf halkaları oluşturmaktadır. Söz konusu zayıflık ise hemşirelerin hizmette, paylarının çok olmasına karşın sosyal ve ekonomik olarak paydaşlarına oranla cılız pay almasıyla alakalıdır. Sağlık hizmetlerin de ‘yardımcı’ olarak konumlandırılıyorlar. Oysa sağlık hizmeti, halkaları birbirine bağlı inci bir kolye gibidir. Kolyenin bir incisinin kopması hizmetinde bütünlüğünü bozar. Son 14-15 yıldır aile hekimlikleri kurulduğundan beri mağdur yeni bir sınıf ortaya çıkmıştır. Sözleşmeli olarak çalıştırılan emekli veya atanamamış sağlık personellerimiz var. Aile hekimlerine alt taşeron olarak konumlandırılıp eleman çalıştırması yetkisi verilmesi bu mağduriyeti tırmandırtıyor” dedi.
ESODER BAŞKANI ORHAN; “SINAV KAYGISI, ÖĞRENİLEN BİLGİLERİN SINAVDA HATIRLANMASINA ENGEL OLAN BİR DURUMDUR”
ESODER Başkanı Rukiye Orhan, Sınav kaygısı, öğrenilen bilgilerin sınavda hatırlanmasına, etkili bir şekilde kullanılmasına engel olan kaygı durumudur.
Sınavlar, öğrenciler için genellikle stresli ve kaygılı bir süreçtir. Sınav kaygısı, öğrencilerin sınav sonuçlarının olumsuz etkileneceği endişesi duymasına neden olan yoğun bir stres durumudur. Bu durum, öğrencilerin başarısız olacakları veya sınıfta kalmaları gibi sonuçlara maruz kalabilecekleri korkusuyla daha da kötüleşebilir. Öğrencilerimiz üzerinde sınav kaygısını ortaya çıkaracak iki farklı durum bulunmaktadır. Bunlardan ilki öğrencilerin sınava yeterince çalışmadığını düşüncesi, diğeri ise öğrencinin üzeninde ailesi veya çevresi tarafından başarı beklentisinin yoğun olmasıdır.
Sınav kaygısıyla başa çıkmak için öğrenciler, çeşitli stratejiler kullanabilirler. Bunlar arasında,
-Sınavdan önce yeterli dinlenme sağlamak,
-Stres seviyelerini azaltmak için nefes veya meditasyon gibi teknikleri kullanmak,
-Beslenmelerine ve uyku düzenlerine dikkat etmek
-Sınava hazırlık yapmak için yeterli zaman ayırmak
-Sınava girerken kendilerine daha olumlu bir zihniyet vermek gibi adımlar yer alabilir.
Aynı zamanda, öğrenciler, düzenli fiziksel aktivite ile stres seviyelerini azaltabilirler. Sınav stresini azaltmak için düzenli egzersiz yapmak, vücudun endorfin üretimini artırarak öğrencinin rahatlamasına yardımcı olur.
Tüketici Başvuru Merkezi
Hazırlayan: Av. İbrahim GÜLLÜ
Bir yanıt bırakın