SOSYAL MEDYA MESAJLARI DELİL OLARAK GÖSTERİLEBİLİR Mİ?
Teknolojinin gelişmesiyle beraber günümüzde insanların çoğu başta iletişim aracı olmak üzere birçok konuda işlerini sosyal medyadan halletmektedir. Teknolojinin bu denli ilerlemesine orantılı olarak sosyal medya ağlarının beraberinde çok fazla fonksiyon getirdiği aşikardır. Bu fonksiyonların içinde en çok merak edilen ve akla gelen sosyal medyanın hukuki hayatta karşılığının ne olduğudur?
Sosyal medya ağlarımızı kullanırken yazdığımız ve paylaştığımız şeylerin delil olarak kullanılmasının mümkün olup olmadığı konusundaki durumu nedir?
Günümüzde kullanılan sosyal medya platformlarının birçok amacı vardır. Facebook, Twitter, İnstagram, WhatsApp ve son zamanlarda kullanım şekli ve kullanıcı sayısından dolayı karşımıza çıkan Tiktok sosyal medya mecralarının başlıcalarıdır. Peki bu platformlarda paylaşılanlar, yapılan yayınlar ve yazışmalar delil niteliği taşımakta mıdır? Son zamanlarda yapılan yargılamalarda taraflar birbirlerine karşı iddialarını ispatlamak amacıyla sosyal medya platformlarındaki gerçekleşen olayları dosya içerisinde ileri sürmektedirler.
SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN YAPILAN YAYIN, YAZIŞMA, PAYLAŞIMLAR DELİL NİTELİĞİ TAŞIMAKTA MIDIR?
Sosyal medyada gerçekleşen olayların delil olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda öncelikle hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediğine göre ayrım yapmak gerekmektedir. Söz konusu delilin hukuka uygun olarak elde edilmesi gerekmektedir, hukuka uygun olarak elde edilmemiş bir delil söz konusu ise bu mahkeme dosyasında ileri sürülememektedir.
Söz konusu bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 189. maddesinde karşımıza çıkmaktadır. Buna göre; “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz” denilerek delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesinin sonucunda delil olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesinin ardından sosyal medya üzerinden elde edilmiş olması hukuka uygunluk karinesini kaldırmayacaktır. Örnek vermek gerekirse; Tiktok isimli uygulama üzerinden herkese karşı açık profilden yapılan yayın sonucunda taraflardan birinin iddiasını ispatlayacak delil durumu varsa bu durum hukuka uygun olarak elde edilmiş bir delildir. Benzer bir durum olarak İnstagram isimli uygulama üzerinden herkese karşı açık bir profilden yapılan paylaşım neticesinde taraflardan birinin iddiasını ispatlayacak nitelikte bir delil olması durumunda bu delil hukuka uygun olarak elde edilmiş bir delil olarak ele alınacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise; delillerin hukuka aykırı şekilde elde edilmemiş olması halleridir. Bunlara örnek vermek gerekirse; Kişinin özel hayatını ihlal etmemesi, yanıltıcı veya teşvik edici davranılmaması, kişinin özel alanlarına izinsiz dinleme ve görüntüleme cihazlarının koyulmaması gibi durumlar gösterilebilmektedir.
Hukuka uygun olarak elde edilmiş deliller sosyal medya üzerinden elde edilmiş olsa bile hukuka aykırı olmadığından delil niteliği taşıyabilmektedir. Günümüzde artan boşanma davaları dosyalarında ileri sürülen sosyal medya yazışmaları ve görselleri gitgide fazlalaşmaktadır. Özellikle ceza davaları bakımından gitgide artmakta olan tehdit ve hakaret suçlarının bir kısmı sosyal medya üzerinden işlenmektedir. Söz konusu hakaret veya tehdit suçunun gerçekten o kişi tarafından yazıldığı veya paylaşıldığı ispat edildiği takdirde bu durum mahkemede delil olarak ileri sürülebilmektedir. Teknolojinin gelişmesiyle IP adresleri üzerinden kişinin nerede, ne zaman ve ne şekilde suçu işlediği kolayca görülebilmektedir ve bu sayede sunulan delil hukuka uygun olarak ileri sürülebilmektedir.
Sonuç olarak delillerin Facebook, WhatsApp, İnstagram, Tiktok, Twitter gibi sosyal medya üzerinden herkesin görebileceği ve erişimine kolayca ulaşabileceği, gizlilik ihlalini oluşturmayacak şekilde kolay olması sonucunda elde edilmesi mahkemede ispat aracı olarak kullanılmasının mümkün olduğuna işaret etmektedir.
DELİLİN HUKUKİ OLARAK ELDE EDİLMEMİŞ OLMASININ YAPTIRIMI NEDİR?
Bahsedildiği ve uygulamada görüldüğü üzere delilin ileri sürülebilmesi için sosyal medya üzerinden elde edilip edilmediğine bakılmaz, hukuka uygun olarak elde edilip edilmediğine bakılmaktadır.
Hukuka aykırı bir şekilde elde edilen delillerin yaptırımlarından bir tanesi, mahkemenin yargılama safhasında değerlendirmeye almamasıdır. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
Bir başka yaptırım olarak elde edilen delilin hukuka aykırı olarak elde edilmesinin ceza yaptırımı olarak eğer delil kişinin yukarıda bahsettiğimiz üzere kişinin özel hayatını ihlal edecek nitelikte olması veya özel yaşam alanlarında izinsiz görüntüleme ve dinleme cihazlarının konulması üzerine karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi suçu karşımıza çıkmaktadır ve bunun sonucunda cezaya çarptırılmaktadır. Buna ek olarak kişinin izni olmadan sosyal medya hesaplarını girilmesi sonucunda sosyal medya hesabına ilişkin müdahale, engelleme, bozma gibi durumlarda karşımıza kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde elde edilmesi suçu çıkmaktadır.
EKRAN GÖRÜNTÜLERİNİN TEK BAŞINA DELİL NİTELİĞİ TAŞIYAMAMASI DURUMU
Gitgide artmakta olan sosyal medya delillerinin başında ekran görüntüsü özelliği sayesinde alınan ekran görüntüleri gelmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; ekran görüntülerinin tek başına delil niteliği taşıyamamasıdır çünkü söz konusu alınan ekran görüntülerinin üzerinde kolayca değişiklik yapılabilme durumu olduğu için tek başına delil olarak ele alınamamaktadır. Ekran görüntüsü delili destekleyici ve tamamlayıcı delil olarak karşımıza çıkmaktadır aksi takdirde tek başına dosya içeriğini etkileyebilecek nitelikte bir delil değildir.
Bir yanıt bırakın