Nafaka Nedir? Türleri Nelerdir?
Nafaka
Nafaka, boşanma davası devam ederken ya da boşanma davasının sona ermesinden sonra maddi olarak sıkıntıya düşecek olan tarafa mahkeme tarafından belirlenerek ödenmesi gereken bedeldir.
Nafaka aile hukukundan doğan kişisel bir borç olduğundan dolayı devredilemez, ölümle sona erer ve mirasçılara geçememektedir.
Genel olarak yanlış bilinen bir hususa değinmek gerekirse; nafaka sadece kadınlara değil erkeklere de bağlanabilir. Nafakanın hükmedilmesinde esas alınacak kriter “maddi olarak sıkıntıya düşecek olma” durumudur.
Hukukumuzda bakıldığında 4 çeşit nafaka karşımıza çıkmaktadır. Bunlar;
1- Yoksulluk Nafakası
2- Tedbir Nafakası
3- İştirak Nafakası
4- Yardım Nafakası
Yoksulluk Nafakası
TMK madde 175 uyarınca, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
Söz konusu nafaka boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile talep edilebilmektedir. Yoksulluk nafakasının istenip istenemeyeceği konusunda anlaşmalı boşanma şeklinde gerçekleşmesine bağlı olarak birtakım farklılıklar mevcuttur. Şöyle ki; taraflar anlaşmalı boşanma şeklinde ayrıldılarsa ve aralarındaki protokolde yoksulluk nafakasına dair bir hüküm yoksa daha sonrasında ayrı bir dava ile yoksulluk nafakası istenemez.
Nafaka süresiz ve süreli olarak verilebilmektedir. Bu hususta tarafların mali durumları dikkate alınmalıdır. Maddi durumun iyileşmesi, taraflardan birinin bir başkasıyla evlenmesi gibi durumlarda nafaka yükümlülüğü kaldırılabilmektedir. Buna ek olarak nafaka miktarı duruma göre azaltılabilmektedir ya da arttırılabilmektedir. Nafaka miktarının oranı hem ödeyecek hem ödenecek tarafın sosyo-ekonomik durumları göz önünde bulundurularak hükmedilmektedir.
Tedbir Nafakası
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.
Tedbir nafakasını yoksulluk nafakasından ayıran husus ise; kişilerin talebi olmasa da hakim gerekli gördüğü takdirde tedbir nafakasına hükmedebilir. Yoksulluk nafakasında olduğu gibi tedbir nafakasında da boşanma davası açılmadan ayrı bir dava ile istenebilir.
Tedbir nafakasında kusur şartı aranmaz, kusurlu olan eşte tedbir nafakası talep edebilir. Tarafların gelirinin bulunması tedbir nafakasına hükmedilmesine engel teşkil etmemektedir.
Önemle belirtilmelidir ki; tedbir nafakası geçici bir koruma sağlamaktadır ve boşanma kararının kesinleşmesi ile veya ayrılık süresinin (en fazla 3 yıl için ayrılık kararı verilebilmektedir) bitmesi ile kendiliğinden son bulur.
İştirak Nafakası
İştirak nafakası çocukların sahip olduğu nafaka türüdür. Boşanma sonucunda velayetin verilmediği eşin, çocuğunun bakım ve eğitim giderleri için kendi gücü oranında çocuğuna vermiş olduğu parasal katkıyı ifade eder.
Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
İştirak nafakasında tarafların kusur oranlarına bakılmamaktadır. İştirak nafakası çocuğun 18 yaşını doldurması, evlenmesi ya da mahkeme kararı ile ergin kılınması halinde son bulmaktadır.
İştirak nafakası boşanma veya ayrılık davalarında istenebileceği gibi ayrı bir dava ile de istenebilmektedir.
Yardım Nafakası
Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.
Burada önemli olan ve Yargıtay HGK içtihatlarınca da kabul edilen yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Dava Hakkı
Madde 365– Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır.
Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.
Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.
Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.
Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Nafaka Miktarının Belirlenmesi
TMK Madde 330– Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.
Nafaka her ay peşin olarak ödenir.
Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Nafaka miktarının belirlenmesinde hakimin takdir yetkisi vardır. Nafaka türleri arasından yoksulluk nafakasında kusur durumu önem arz etmektedir çünkü kusuru daha fazla olan eş nafaka isteyememektedir.
Nafakanın İstenmesi
Nafaka boşanma davası sırasında istenebileceği daha sonra ayrı bir dava ile de istenebilmektedir.
Yoksulluk nafakası açısından birtakım farklı hususlar öne çıkmaktadır. Dava sırasında istenmedi ise yoksulluk nafakasının boşanma davası kesinleştikten sonra en geç 1 yıl içinde istenmesi gerekmektedir. Buna ek olarak, taraflar anlaşmalı boşanma şeklinde ayrıldılarsa ve aralarındaki protokolde yoksulluk nafakasına dair bir hüküm yoksa daha sonrasında ayrı bir dava ile yoksulluk nafakası istenemez.
Nafaka Ödememenin Cezası
Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.
Nafaka ödenmemesi halinde nafaka alacaklısı icra takibi başlatma hakkına haizdir.
Nafaka ödenmemesi halinde ceza davası açılabilmesinin birtakım şartları bulunmaktadır. Bunlar;
-Nafakaya ilişkin bir mahkeme kararı olmalıdır.
-Nafakaya ilişkin başlatılan icra takibi kesinleşmiş olmalıdır.
-İcra Emrinin tebliğinden itibaren en az bir ay geçmiş olmalıdır.
-Ödemesi yapılmayan aylık nafaka hakkında şikayet en fazla 3 ay içerisinde yapılmalıdır.
-Şikayet aylık nafakanın ödenmemesi halinde yapılabilir.
Nafakanın Arttırılması
Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Nafaka miktarı mahkeme tarafından arttırılabilmektedir. Nafaka alacaklısı nafaka artırım davası ile nafaka miktarının arttırılmasını talep edebilir.
-Nafaka alan tarafın ekonomik durumunun bozulması yada ihtiyaçlarının artması,
-Paranın alım gücünün düşmesi sonucu nafakanın söz konusu ihtiyaçları karşılamaya yetmemesi,
-Nafaka veren tarafın ekonomik durumunda iyileşme olması,
-İştirak nafakası durumunda nafaka ödenmesine karar verilen çocukların giderlerinin artması gibi durumlarda nafaka miktarının artırılması talep edilebilmektedir.
Açılan nafaka artırım davası sonucunda yukarıda sıralanan söz konusu hususların gerçekleştiği görülürse mahkeme nafaka miktarını arttırabilmektedir.
Bir yanıt bırakın