En Ücra Köşelere Eğitim Götürme Modeli

En Ücra Köşelere Eğitim Götürme Modeli

Sizlere köylerde eğitim amaçlı kurulan ve en ücra köşelere eğitim götürmeyi amaçlayan, ilim ve bilimini derslerinde de yansıtmış  olan 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açılan Köy Enstitüleri’nden bahsedeceğim.

1924 yılında John Dewey ülkeye davet edilmesiyle birlikte tavsiyesi ile birlikte Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Uğural tarafından ilk köy enstitüsüne model olacak köy muallim mektepleri açılıyor.

Sonrasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile görüşen  Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan okuma yazma bilen çavuşlarını kendi köylerine  gönderip öğretmenlik yapabileceklerini söylemiştir.

Köy-Şehir dengesini korumak, ülkenin en ücra köşelerine kadar ilim ve eğitimi yaymak amacı ile proje başlatılmıştır. Projenin başına  daha sonrasında bu proje için büyük bir çaba ile çalışan ve başarılar elde edecek olan,  kendisi de bir öğretmen olan İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç getirilmiştir.

M. Kemal ATATÜRK, Türk köylüsünü “efendi” yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez diyerek köylüye vermiş olduğu değeri birçok sözüyle vurgulayarak belirtmiştir.

En büyük korku köylünün eğitilmesidir. Çünkü efsaneler, tarih, töre Anadolu halkının yaşam tarzı bizi asimile olmaktan kurtarır.

Tarım ülkenin olmazsa olmazıdır. Üretim bilinçli ve bilgin ellerde olur ise üreticinin elinden çıkan ile halkın masasına giren ürün arasında fiyat entegrasyonu sağlanır.

Bilinçli ve eğitimli bir toplum için ülkenin en ücra kösesine kadar eğitimi götürmeyi amaçlayan bu okul turu vatanına hizmet eden birçok mezunlar vermiştir.

Köy Enstitülerinde Başlıca Okutulan Dersler

-Arıcılık

-Bağcılık

-Ziraatçilik,

-Sağlıkcılık,

-Duvarcılık,

-Demircilik,

-Terzilik,

-Balıkçılık,

-Marangozluk

Kültür Dersleri 114, Ziraat Dersleri ve Çalışmaları 58, Teknik Dersler ve Çalışmalar 58, Beş Yıllık Sürekli Tatiller 30 dur.

Köy Enstitülerinin Özellikleri ve Faydaları

-25 kitap okumak, tanıtmak ve eleştirilmesinin yapılması zorunluydu. Bu durum okur-yazar kitlesinin oluşmasına neden oldu.

-Her öğrenci en az bir müzik aleti çalmak zorundaydı.

-Sanatsal faaliyetlerde icra edilmekteydi.(Müzik ve tiyatro)

-Köy Enstitüleri tam bir üretim okullarıydı. Ülke 21 Bölgeye ayrılarak, 21 Köy Enstitüsü kurulmuş yani 21 Eğitim ve Üretim merkezi oluşturulmuştur.

-Bu Okullarda Eğitim ve Öğretim etkinliği içinde Genel Kültür Dersleri ve Meslek Bilgisi Dersleri yanında, Modern ve Üstün verim elde edilebilecek Tarım, Ziraat, Hayvancılık dersleri gibi dersler iş içinde yaparak yaşayarak ve uygulamalı olarak verilmiştir. Bu ve benzer donanımla köylere giden eğitimciler bilgi ve becerilerini gittikleri yerlerde hayata geçirmeye çalışmışlardır.

-Köy enstitülerinde devletin az bir yardımıyla öğretmen adayları, iş içinde çalışarak hem kendi barınaklarını, dersliklerini ve diğer gereksinimlerini, çalışma yerlerini yapmışlar; hem de gereken genel kültür ile mesleki bilgileri ve tarım çalışmaları yaparak köy için gerekli olan beceriyi kazanmışlardır.

John Dewey’in yaparak ve yaşayarak ilkesini benimsemiştir.

-16.400 kadın ve erkek öğretmen yetişmiştir.

-7.300 sağlık memuru yetişmiştir.

-8.756 eğitmen ve yazar yetiştirmiştir.

Kapatılması ülkemiz için büyük bir kayıp olan Köy Enstitülerinin yokluğunu günümüzde büyük bir üzüntü ile hissediyoruz. Umarım bir gün bu projeyi tekrar canlandırır ve vatanimizin en ücra köselerini ilim ve bilim ile donatıp daha bilinçli topluma faydalı bireyler yetiştiririz.

Ceylan Yilmaztürk

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*